Davutoğlu: Başörtüsüne yasal güvence Altılı Masa’da konuşulmadı
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile başörtüsüne yasal güvence önerisini öncesinde görüşmediğini ve bir telkinde bulunmadığını belirterek, “Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının zamanlaması ve muhtevası kendi siyasi tercihidir. Böyle bir imayı dahi Kılıçdaroğlu'na saygısızlık olarak görürüm” dedi.

 
Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nu pazartesi akşamı yaptığı açıklamadan hemen sonra telefonla aradığını ve geçmişte başörtüsü nedeniyle mağduriyet yaşayan eşi Sare Davutoğlu’nun da teşekkür ettiğini açıkladı.
 
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin genel merkezinde gazetecilerle bir araya geldi, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
 
Kılıçdaroğlu’nun başörtüsüne yasal güvence önerisi ile Erdoğan’ın anayasal güvence önerisine destek açıklayan Davutoğlu, Türkiye’de etnik, mezhepsel ve dini kimliklerle ilgili fay hatlarını yumuşatmaya dönük her çabaya destek vermenin önemine vurgu yaptı.
 
Altılı Masa’nın da bu misyon için bir arada olduğunu kaydeden Davutoğlu,  29 Mayıs’ta Altılı Masa’nın temel hedefler bildirgesinde de dini kazanımların korunmasına ilişkin taahhütte bulunduklarını anımsattı.
 
 
“Kılıçdaroğlu yeni bir şey söyledi”
 
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının Altılı Masa’nın hedeflerine de uygun olduğunu belirten Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üslubunu ise eleştirdi:
 
“Erdoğan'ın grup toplantısında yapacağı açıklama işaret edildiği için heyecanla bekledim ne söyleyecek diye. Ama üslup gerçekten doğru değildi. Muhafazakar seçmene parmak sallıyor, biz gidersek kaybedeceksiniz, diye; hayır olmayacak. Mevlana’nın dediği gibi, ‘Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.’ Kılıçdaroğlu yeni bir şey söyledi. Bunu dinlemek lazım. Erdoğan'ın da siyasi kutuplaşma üslubunu düzeltmesini isterim. Sadece başörtüsü mevzusunda değil her konuda özgürlükçü davranılmalı.”
 
Dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle AKP ve MHP’nin Meclis’e getirdiği yasa değişikliğini de eleştiren Davutoğlu, bu düzenlemelerin “Takriri Sükun” benzeri bir “sansür yasası” olduğunu ifade etti.
 
Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde 2 Ekim’de yapılan Altılı Masa Toplantısı’nda alınan kararları değerlendiren Davutoğlu, kimi görüş ayrılıklarına karşın, siyasi partiler arasında “güven ortamı” oluştuğuna işaret etti.
 
Altı farklı dünya görüşüne sahip partiler arasında zaman zaman görüş ayrılıklarının olmasının doğal karşılanması gerektiğini belirten Davutoğlu, “Kimse farklı rüya görmesin bu zemin güçlenerek yoluna devam edecektir” dedi.
 
 
“Kılıçdaroğlu’nun kendi siyasi görüşü”
 
Daha sonra soruları yanıtlayan Davutoğlu, “Kılıçdaroğlu’nun  açıklamasının sizin fikriniz olduğuna dair haberler yapıldı. Bu doğru mudur? Bu konu Altılı Masa’nın son toplantısında gündem oldu mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:
 
“Hayır. Sayın Kılıçdaroğlu ile öncesinde bu konuyu görüşmedik. Ama bu fay hatlarının nasıl aşılabileceği, bu sorunların nasıl çözülebileceği, farklı toplum psikolojilerinin olumlu yönde nasıl değişebileceği her toplantının gündemi. AKP ve MHP’nin ‘dini kazanımları kaybederiz’ korkusu üzerinden kendi kitlelerini konsolide etmesi çabasına karşı ne tedbirler almak gerekir? Son toplantıda da konuştuk. Ama spesifik olarak sayın Kılıçdaroğlu’nun ertesi günü böyle bir açıklama yapacağı görüşü dile getirilmedi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamasının  zamanlaması ve muhtevası kendi siyasi tercihidir. Ama zemin de uygun olduğu için buna açık destek vermekte hiçbir beis görmedim.”
 
 
Alevilerin sorunlarının çözümü: İleri bir öneridir
 
Davutoğlu, Erdoğan’ın “Alevi yurttaşların sorunlarının çözümü”ne dönük önerisini ise olumlu ve “son derece ileri bir adım” olarak değerlendirdi.
 
Başbakanlıktan ayrılmadan önce Erdoğan’la en önemli anlaşmazlık konusunun Alevilerin sorunları ve cemevlerinin statüsü ile ilgili olduğunu belirten Davutoğlu, hazırladıkları reform paketine o zaman sadece Erdoğan’ın direndiğini söyledi.
 
 
“Erdoğan’ı ilk ben tebrik edeceğim”
 
Davutoğlu’na yöneltilen bir başka soru ise Erdoğan’ın başörtüsüne ilişkin anayasa değişikliğinin “aileyi koruyacak” düzenlemeleri de içerecek şekilde yapması önerisiydi.
 
Bu düzenlemeyle LGBTİ+ bireylerin de hedef alınacağı iddialarının sorulduğu Davutoğlu, hızlı çözüm için her bir önerinin ayrı ayrı  ele alınması  gerektiğini söyledi:
 
“Mesele netice almak. Netice almak ise bir şeyi başka bir şeye irtibatlandırmadan, adım adım çözmekle olur. Yani başörtüsü yasağının anayasal düzenleme ile ortadan kalkması tek başına bir haftada çözülecek bir mesele artık. Erdoğan anayasal çerçeve dedi, Kılıçdaroğlu da destek veririz, dedi. Bunu yaymak lazım.  Başka konuları tartışma içine alırsanız vakit ve momentum kaybolur. Şimdi vaktidir, madem bu kadar olgunlaştı mesele bir hafta on gün içinde,   çözülsün gitsin. Aileyi korumak için başka bir girişim, çalışma gerekiyorsa, aileyi korumak en kutsal görevimizdir, ve Bununla ilgili yapılacak bir adıma da ayrıca destek veririz.”
 
 
Sağ ittifak gündeme gelebilir mi?
 
Bir “sağ ittifak arayışı” olup olmadığı sorusu üzerine ise Davutoğlu şu görüşleri dile getirdi:
 
“Gelecek Partisi elbette ismi ve logosuyla seçime girmek ister. Ama mesele, kişi, parti meselesi değil. Mesele büyük anayasal reformları Cumhuriyet’in 100. yılında yapıp demokratik bir sisteme kavuşmak. Bunu nasıl yaparız? En az 360 milletvekili kazanmamız lazım. Bu da ister ittifak içi ittifak deyin, ister farklı formülasyonlar deyin, hepsini gözetiriz. Bu konuda hiçbir liderin önyargısı yok.”
 
Davutoğlu, Altılı Masa toplantısında geçiş sürecinin yol haritasının ele alındığını, siyasi partiler arasında farklı görüşler olduğunu, ancak bunların görüşülerek herkesin üzerinde uzlaştığı tek bir model haline getirileceğini belirtti.
 
 
“Siyasette asla gibi ifadeleri kullanmamak lazım”
 
Davutoğlu, Altılı Masa’da cumhurbaşkanı adayının seçim takviminin netleşmesinden sonra belirleneceği konusunda altı parti arasında mutabakat olduğunu belirtirken farklı olasılıkların da olabileceğine işaret etti:
 
“Adayın, seçim takvimi ilan edildiği zaman açıklanması konusunda aramızda mutabakat var. Ama siyasette hiçbir zaman ‘mutlaka,  katiyen’ gibi ifadeleri kullanmamak lazım. Siyaset değişken bir şeydir. Dün dündür, bugün bugündür, demiyorum ama şartlar değişir, belli olmaz. Ama şu anda aramızdaki mutabakat bu yönde.”

Diğer Yazılarımız