TÜSİAD başkanına göre enflasyon oranını yüzde 60’lardan çevirmek çok zor
Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Simone Kaslowski, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin Türk ekonomisine ilk aşamada ekstra 35-40 milyar dolarlık bir maliyet çıkardığını söyledi.

Kaslowski yaz aylarına doğru yüzde 60’ları aşacak enflasyonda bu seviyeden dönüşün de çok zor göründüğünü ekledi.
 
Rusya şubat sonunda Ukrayna’yı işgale girişti. Buna karşılık Batılı devletler Rusya’yı küresel ticaretten kopartan görülmemiş adımlar attı. İşgal, Türkiye ekonomisi üzerinde de enerji ve turizm kanalı başta olmak üzere belirgin etkiler yaratıyor.
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre şubatta resmi enflasyonu yüzde 54,44. Uluslararası yatırım kuruluşları enflasyonda zirvenin yüzde 60’ların da üstünde olacağını öngörüyor.
 
Kaslowski’nin ‘Rusya-Ukrayna Savaşının Tetiklediği Dönüşümler‘ başlıklı yazısında öne çıkan bölümler şöyle:
 
 
*Petrol 70 dolardan 110 dolara yükseldi. Varil başına her 10 dolarlık artış cebimizden 5 milyar dolar silmekte. Dolayısıyla ilk aşamada çok kaba bir hesapla ekonomimize ekstra 35-40 milyar dolarlık bir maliyet çıkıyor.
 
*Enflasyonun yaza doğru yüzde 60’lara geleceğini herkes gibi bizler de hesaplıyorduk fakat son durum bu görünümü de tamamıyla değiştirdi. Kur üzerinde baskı net, buradan bir risk oluşabilir. Tüm emtialarda çok şiddetli fiyat artışları var. Yıl genelinde ücretlere yapılan tüm ayarlamalar da, asgari ücretteki artış da erimiş durumda. İşte bu yüzden en baştan bu yana, enflasyon yüzde 20’lerdeyken çok dikkatli olmamız gerektiğinden bahsediyorduk.
 
*Hali hazırda iktisadi çerçevede enflasyon ile tam mücadele edemiyorken bu krizle karşı karşıya kaldık. Bugün de görüyoruz ki enflasyonla mücadelede bir kere kontrolü kaybettiniz mi çözüm sandığımızdan da zor olmakta. Üzerine dışsal bir şokla da karşı karşıya kaldığımızda, enflasyonu yüzde 60’lardan çevirmemiz çok zor gözükmekte.
 
 
‘Daha yüksek cari açık’
*Diğer görünüm değişikliği de genişleyecek olan cari açığımız ve yavaşlayacak yatırımlar. Savaşın söz konusu olmadığı ocak-şubat aylarında dahi toplam 18 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Bu, 15 milyar dolar olan cari açığımızın şubat ayıyla beraber 25 milyar dolara zaten yükseldiğini gösteriyor. Bir de üzerine savaşın enerji ve emtiada yarattığı maliyeti, ihracatımızı yavaşlatacağını ve daha az turizm geliri elde edeceğimizi hesaba katarsak 2022’de 2021’den çok daha yüksek bir cari açıkla baş etmemiz gerekecek.
 
*Elbette tüm bu kısa vadeli hesaplar bile ülke ekonomimizin büyümesinde özellikle yatırım bacağında baskılayıcı olabilir. Hali hazırda yatırımlarda yavaşlama hesaplıyoruz. Bu yıl büyümede arzu ettiğimiz performansı yakalayamama riskimiz mevcut. Daha uzun vadeli bakarsak enflasyon çok yüksek ve hanehalkının refah kaybı kontrol edilemez durumda.
 
*Geçmişte NATO’da, bugünse Rusya ile birlikte Avrupa Konseyi’ndeki konumu tartışılan, Batılı ve demokratik kimliği sorgulanan bir Türkiye parantezinin kapanması imkanı en iyi şekilde değerlendirilmelidir.

Diğer Yazılarımız