Akşener: Memleketi Orta Dünya’ya çevirdiler
Partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Erdoğan, çevresinde doğruları söyleyecek kimse kalmadığı için her şeyi güllük gülistanlık sanıyor" ifadelerini kullandı.
Akşener'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
- Erdoğan, çevresinde doğruları söyleyecek kimse kalmadığı için her şeyi güllük gülistanlık sanıyor.
- Biz şuna inanıyoruz: Hayatın ve kaderimizin karşımıza çıkardığı engeller, azimle, mücadeleyle aşılır. Ancak, beceriksizliğin, nasipsizliğin çıkardığı engeller, hayatlarımızda büyük yaralar açar, büyük izler bırakır.
- Bir toplumun medeniyet ölçüsü, o toplumun, dezavantajlı bireylerinin karşılaştığı zorluklardır.
- Memleketi Orta Dünya’ya çevirdiler. Sanki Yüzüklerin Efendisi setinde yaşıyoruz. Yüzük, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi. Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzüğün sahibi, almış yanına ak sakallı Saruman’ı, Damat Gollum’u ve inşaatla uğraşan beş Nazgul’u, mutlak gücün, mutlak iktidarın peşinde. Millet perişan farkında değil. Gel bu sevdadan vazgeç Sayın Erdoğan.
- Onlar ne kadar zorlanıyorsa, medeniyet o kadar yaralı demektir. Onların hayatı ne kadar kolaylaşıyorsa, o ülkede medeniyet yükseliyor demektir. Bu noktada adım atarken, kararlı olmak, cesur olmak gerekir.
- Daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi; medeniyet yolunun taşlarını, sadece cesurlar döşer.
- Biz, eğitimden, günlük yaşama kadar her alanda, engelli kardeşlerimizin hayatını kolaylaştırmanın, bu yola taş döşemek olduğuna inanıyoruz. Bunun gereğini yapacağımızdan hiç şüpheniz olmasın…Bugün grup toplantımızda, ülkemizin kanayan bir başka yarasının mağdurları var.
- Emeklilikte “Saray'a” takılan kardeşlerimiz aramızda. Yandaş vakıflara, derneklere, ajanslara akıtacak milyonları bulabilen, geçmediğimiz köprüler, gitmediğimiz yollar, yatmadığımız hastaneler için müteahhitlere ödeyecek parayı bulabilen, kendine saray yaptıracak parayı bulabilen, Sayın Erdoğan'ın, “Seçim kaybetsek dahi o iş olmaz.” diyerek, itip kaktığı EYT'liler aramızda. Sizler de hoş geldiniz, şeref verdiniz.
- EYT meselesi, ailelerle birlikte, milyonlarca vatandaşımızı mağdur ediyor. İtip kakarak, yok sayarak, her şeye bulduğun parayı milletinden esirgeyerek, sonuç alamazsın Sayın Erdoğan. Kademeli bir çözüm planı mümkün. Sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak, ilk adım olabilir.
- Türkiye'nin, bu kadar büyük bir yarayı tedavi edecek imkanları var. Yeter ki niyet olsun. Yeter ki yüreğiniz, milletimizle birlikte atsın… “Bizden önceki bir uygulama” diyerek işin içinden sıyrılamazsınız. Ülkeyi yönetiyorsanız, sizden önce ya da sizden sonra, bütün dertlere çare bulmak zorundasınız.
- Evet, bir maliyeti var. Ama Türkiye'nin, o maliyeti göğüsleyecek imkanları da var. Bakın ben maliyet diyorum, onlar yük diyor. Milleti, kendi hazinesine yük görmek de ne demek? Para milletin, hak milletin. Siz kim oluyorsunuz da, benim milletimi, kendi hazinesine yük sayıyorsunuz?
- Kodaman 5 müteahhit sıkışmaya görsün, Kamu bankalarını seferber edip, bir kalemde 500 milyonluk vergiyi silip, çare buluyorsunuz. Sıra vatandaşa, sıra millete geldi mi, “Olsa dükkan senin.” deyip sıyrılmaya çalışıyorsunuz.
- Sizi, para babaları seçmedi efendiler! Sizi millet seçti. Ya milleti göreceksiniz, ya da yoldan çekileceksiniz. Bunun başka yolu yok.
- Bu kürsüden açıkça ilan ediyorum; İYİ Parti iktidarının ilk yılında, millete nasıl el uzatılırmış, EYT'li kardeşlerim nasıl ferahlatılırmış göreceksiniz.
- Eş, dost, kodamanlar değil, 'Önce milletim' derseniz, bu yarayı tedavi edersiniz. Nasıl geçen haftaki sözümü dinleyip, Fabrika bacalarına filtre takmayı erteleyen kararı veto ettiniz, Ve milletin yararına bir karar verdiniz; EYT'liler konusunda da; ya sözümü dinleyip, gerekeni yapacaksınız, Ya da biz geleceğiz, biz yapacağız!