Dağlık Karabağ için BM devrede
BM, Dağlık Karabağ için devreye girdi. Genel Sekreter Guterres taraflarla görüşürken Güvenlik Konseyi acil oturuma hazırlanıyor. Ermenistan'daki Apostolik Kilisesi ise "vatanı savunma" çağrısı yaptı.
Azerbaycan toprakları içindeki Dağlık Karabağ'daki Azeri ordusu ile Ermenistan'ın desteklediği milisler arasındaki çatışmalar sürerken Birleşmiş Milletler (BM) krizin diplomatik yolla aşılması için devreye girdi.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in bölgedeki çatışmalarla ilgili olarak Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile konuştuğu, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile de görüşeceği açıklandı.
BM Genel Sekreteri'nin gazetecilere konuşan sözcüsü Stephane Dujarric, Guterres'in "çatışmaların derhal sonlandırılması ve Minsk Grubu'nun eş başkanlarının çatısı altındaki anlamlı müzakerelerin koşulsuz bir şekilde gecikmesizin kaldığı yerden devam etmesi gerektiğine" vurgu yaptığını söyledi.
AFP'ye konuşan diplomatlar, BM Güvenlik Konseyi'nin de Salı günü kapalı kapılar ardında düzenleyeceği oturumda Dağlık Karabağ'daki çatışmaları ele almasının beklendiğini açıkladı. Söz konusu diplomatlar, oturumu Almanya ve Fransa'nın talep ettiğini ancak İngiltere, Belçika ve Estonya'nın da bu girişimi desteklediğini belirtti.
Sivil can kaybı da artıyor
Dağlık Karabağ'da Azerbaycan ordusu ile Ermenistan'ın desteklediği milisler arasındaki çatışmalar Pazar gününden beri devam ediyor. Dağlık Karabağ'ın kontrolünü elinde bulunduran Ermeni yetkililer, bugünkü çatışmalarda 27 milisin daha hayatın kaybettiğini duyurdu. Ermeni yetkililer, daha önce bu sayının 28 olduğunu duyurmuştu. Böylece çatışmalarda ölen Ermeni milis sayısı 58 oldu. AFP'nin haberine göre, çatışmalar nedeniyle dokuz Azeri ve iki Ermeni sivil de sivil hayatını kaybetti.
Azerbaycan, ordusunun verdiği kayıplar konusunda resmi bir açıklama yayımlamadı.
"Ne Ankara ne de Moskova'ya fayda sağlar"
Bölgeyi yakından tanıyan analistler, Dağlık Karabağ'daki çatışmaları AFP'ye değerlendirdi. Gürcü analist Gela Vasadze, Azerbaycan ve Ermenistan'ın "bu boyuttaki" bir savaşı uzun süre götürebilecek yeterlilikteki kaynaklara sahip olmadığı görüşünde.
Vasadze, Rusya ya da Türkiye'nin askeri müdahale ihtimalinin ise, ancak bölgedeki çatışmaların Ermenistan veya Azerbaycan topraklarının içlerine doğru kayması durumunda gündeme gelebileceğini kaydetti. Bölgedeki gerginlik sınır çatışmaları boyutunda kaldığı müddetçe Türkiye ya da Rusya'nın doğrudan bir müdahalede bulunmayacağını savunan Vasadze, olası bir doğrudan müdahale durumundaysa bunun "ne Moskova'ya ne de Ankara'ya büyük bir fayda sağlayacağını" ve iki ülkenin ekonomik ilişkilerini riske atacağını söyledi.
Türkiye'nin artan desteği
Uluslararası Kriz Grubu'ndan Olesya Vartanyan ise Türkiye'nin Azerbaycan'a yönelik giderek artan desteğine dikkat çekti. İki ülkenin geçen Ağustos ayında şu ana kadarki en büyük ortak askeri tatbikatlarını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Vartanyan, "Türkiye'nin silah tedarikinin dışında başka ne gibi yardımlar sağlamaya gönüllü olacağı şu an için belirsiz. Masada birçok seçenek var" dedi.
Bölgede tansiyonu sadece Minsk Grubu'nun düşürebileceği görüşünde olan Vartanyan, "Diplomatların yeniden seyahat etmeye ve her iki tarafla da konuşmaya başlaması gerek" ifadesini kullandı.
Minsk Grubu, Dağlık Karabağ sorununun çözümü için 1992 yılında Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından kurulmuştu. ABD, Rusya ve Fransa'nın eş başkanlığındaki Minsk Grubu'nun taraflar arasında bir barış anlaşması sağlanması için yürüttüğü son girişim 2010 yılında başarısız olmuştu.
Ermeni kilisesinden çağrı
Dağlık Karabağ'daki çatışmalarla ilgili bir mesaj yayımlayan Ermeni Apostolik Kilisesi ise "vatanın savunulması" çağrısı yaptı.
Ermenistan'daki kilisenin başpiskoposu ve Ermenilerin ruhani lideri 2'nci Karekin tarafından "Ermeni ulusuna" hitaben yayımlanan mesajda, "Vatanımızın bir parçası olan Dağlık Karabağ bir kez daha bizi ulusumuzun haklarını, geleceğini ve ulusal onurunu korumaya çağırıyor" denildi.
Ermeni Apostolik Kilisesi başpiskoposu 2'nci Karekin, bölgedeki çatışmalar nedeniyle İtalya ziyaretini yarıda kesmişti.