Trump, iktidarı bırakma sözü veremedi
ABD Başkanı Donald Trump, 3 Kasım'daki seçimleri kaybetmesi halinde iktidarı barışçıl bir şekilde devredip devretmeyeceğine dair soruya "Ne olacağını göreceğiz" yanıtını verdi. Trump'ın sonuçları kabul etmeyebileceğini açıkça söylemesi, ABD'de 'faşizm' tepkisine yol açtı.
ABD Başkanı Donald Trump, 3 Kasım’daki başkanlık seçimlerini Demokrat rakibi Joe Biden’ın kazanması halinde seçim sonuçlarını tanımayacağını söyledi. Trump, kaybetmesi halinde iktidarı ‘barışçıl bir şekilde teslim edip etmeyeceğine’ ilişkin soruya doğrudan yanıt vermeyi reddederek, “Ne olacağını göreceğiz” dedi.
ABD Başkanı, Beyaz Saray’da düzenlediği basın toplantısında Playboy dergisinin Beyaz Saray muhabiri Brian Karem’in “Seçimden sonra iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesini garanti ediyor musunuz?” sorusuyla karşılaştı. Trump, korona virüsü krizi nedeniyle posta yoluyla kullanılacak oylarda hile yapılacağı iddiasını yineleyerek şu yanıtı verdi: “Ne olacağını göreceğiz, bunu biliyorsunuz. Oy pusulaları konusunda bir süredir güçlü şikâyetlerim var ve pusulalar bir felaket.”
ISRARLA YANIT VERMEDİ
Trump, Karem’in “Bunu anlıyorum ama insanlar isyan halinde. Barışçıl bir iktidar geçişini garanti ediyor musunuz?” diye ısrar etmesi üzerine de geri adım atmadı. Posta yoluyla oy kullanılmaması halinde seçimi kendisinin kazanacağını savunan Trump, “[O] Pusulalardan kurtulun ve barışçıl bir – esasında geçiş olmayacak. Devamlılık olacak. Pusulalar kontrolden çıktı. Bunu biliyorsunuz. Bunu herkesten iyi kim biliyor, biliyor musunuz? Demokratlar bunu herkesten iyi biliyor” dedi.
‘TRUMP İÇ SAVAŞI SAVUNUYOR’
ABD Başkanı’nın bu sözleri tepki çekti. Soruyu soran Karem, Twitter hesabından “Bu, hayatımda sorduğum herhangi bir soruya aldığım en korkutucu yanıt. Hüküm giymiş katillere daha fazla empati besleyerek röportaj yaptım. Donald Trump iç savaşı savunuyor” yorumunu yaptı.
Joe Biden Trump’ın sözlerini ‘mantıksız’ olarak nitelerken, Demokrat adayın kampanya ekibinden yapılan açıklamada “ABD hükümeti, başkasının mülküne izinsiz girenleri Beyaz Saray’dan çıkarma becerisine sahiptir” denildi.
ROMNEY: DÜŞÜNÜLEMEZ VE KABUL EDİLEMEZ
Eski bir başkan adayı ve Trump’ı eleştiren Cumhuriyetçilerden biri olan Mitt Romney de, “İktidarın barışçıl şekilde devredilmesi, demokrasinin temelidir. Bu yaşanmazsa Belarus olursunuz. Bir başkanın bu anayasal garantiye saygı duymaycağına dair en ufak bir ima bile düşünülemez ve kabul edilemezdir” tepkisini gösterdi.
‘FAŞİZM’
Trump’ın selefi Barack Obama’nın kabinesinde görev yapmış Julian Castro da, “Trump bir gün içinde iktidarı barışçıl şekilde devretmeyi reddetti ve sonuçlara karşı çıkılması halinde kendisinin kazanan ilan edilmesi için Yüksek Mahkeme yargıcının onaylanması çağrısı yaptı. Bu faşizmdir” dedi.
GÖZLER YÜKSEK MAHKEME ATAMASINDA
Anketlerde Biden’ın epey gerisinde görünen Trump, posta yoluyla kullanılacak oylar üzerinden seçimin meşruiyetini ilk kez sorgulamıyor. Trump’ın, özgürlükçü kararlarıyla efsaneleşmiş yargıç Ruth Bader Ginsburg’ün ölmesiyle Yüksek Mahkeme’de boşalan koltuğa muhafazakâr ismi atayarak, seçimin bu mahkemeye gitmesi halinde kendi lehine bir sonuç için dengeleri değiştirmek istediği de biliniyor. Trump dün gün içinde yaptığı açıklamada da, seçimin Yüksek Mahkeme’ye gideceğini düşündüğünü söylemişti. Trump’ın, adayını hafta sonunda açıklaması bekleniyor.
Trump’ın adayının seçimlerden önce Senato’da onaylanmasıysa, dokuz yargıcın görev yaptığı Yüksek Mahkeme’deki liberal-muhafazakâr dengesini altıya üç şeklinde muhafazakârlar lehine değiştirecek.