Akşener'den Erdoğan'a '15 günlük zorunlu karantina' çağrısı
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, koronavirüsle mücadele kapsamında Erdoğan'a çağrıda bulundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında son olarak 2 günlük sokağa çıkma yasağı ilanıyla oluşan kaos nedeniyle AKP hükümetini ve AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Akşener, Erdoğan'a bir çağrıda bulunarak "Devlet aklıyla, Bilim Kurulu’nun önerileri çerçevesinde hazırlanacak ve devlet ciddiyetiyle uygulanacak bir programla, ülke genelinde 15 günlük zorunlu karantina ilan edin," dedi.
Meral Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:
* Bu süreci en az hasarla atlatabilmenin, kendimizi ve sevdiklerimizin sağlığını koruyabilmenin yolu, kurallara riayet etmektir. Bunun elbette kolay olmadığını biliyorum. Hem ekonomik kriz, hem de salgın şartlarında, Evini geçindirmeye çalışan esnafımız var, asgari ücretle evine ekmek götürmeye çalışan emekçilerimiz var, yevmiyeli işçilerimiz var, ve daha nice çalışanlarımız var. Ama tarihimizde defalarca kez yaptığımız gibi, bu zorluğun da üstesinden hep beraber geleceğiz. Yine dişimizi sıkacağız, bu salgından Allah’ın izniyle çıkacağız.
* Vakit, devletin de kendisini ispatlama vaktidir. Çünkü devlet, tam da bu zamanlar için lazımdır. Devlet, böyle zamanlarda milletinin yanında durur. Geçmişte böyle olmuştur, şimdi de böyle olmalıdır. Ama maalesef, devleti yönetenlerin gösterdikleri performansa bakınca, bilim ışığında değil, siyasi çıkarlar ekseninde atılan adımları görünce, milletin sağlığı için değil, Sayın Erdoğan’ın uluslararası imajı için yapılan yardımları izleyince, defalarca uyarmamıza rağmen hala aynı ciddiyetsizliğin sürdüğüne şahit olunca, hepimiz adına endişe duyuyorum. Kadim devlet geleneğimiz adına utanıyorum…
* Aziz milletim; Dünya salgını konuşurken, bizler İYİ Parti olarak dedik ki; Ülkemiz ve milletimiz için, iktidarın atacağı her olumlu adıma destek olacağız. Bunun gereğini de yerine getirdik. Sürecin başından itibaren Sayın Erdoğan’a ve hükümetine, atılması gereken doğru adımları açıklıkla söyledik. Yapılan yanlışlara işaret ettik. İktidara doğru yolu gösterdik. Bundan 60 gün önce, daha salgın ülkemize gelmemişken: “Sahra hastaneleriyle ilgili çalışmalara başlayın.” dedik. “Karantina için bölgeleri belirleyin, tesisleri hazırlayın.” dedik. “Aşı ile ilgili çalışmalara şimdiden başlayın.” dedik. İlerleyen süreçte; “Vatandaşın sırtına ekonomik yük binecek. Bu yükü hafifletmek devletin görevidir, ve Türkiye Cumhuriyeti bunu yapabilecek güçtedir.” dedik. “Açıklanan ekonomik paket yetmez, genişletin" dedik. Madde madde neler yapılması gerektiğini anlattık. “Devlet böyle zamanda milletten para istemez, aksine destek olur.” dedik. “Vatandaşımız zor durumda, nakit yardımı yapın.” dedik, nasıl olacağını kaynakları ile gösterdik.
“Millet ittifakı belediyeleri bu mücadelede rakibiniz değil, aksine çözüm ortağınızdır, değerlendirin.” dedik.
“Yardım ve dayanışma işlerini belediyeler ile işbirliği içinde yürütün.” dedik.
“Liderleri toplayın, ortak aklı masaya yatıralım, katkı vermeye hazırız.” dedik.
“Derhal zorunlu karantina ilan edin, kendi ohalini ilan etmekle olmaz.” dedik.
Dedik de dedik…
Kimisini duymak istemediler, kimisini yapmak istemediler, kimisini de yaptılar ama maalesef geç, eksik ve acemice yaptılar…
Maalesef gördük ki, iktidarın bir pandemi senaryosu bile yokmuş.
Gördük ki iktidar, akıldan da, devlet ciddiyetinden de çoktan kopmuş.
Ülkeyi de, krizi de yönetemez olmuş.
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI KAOSU
* Bu durumun son örneğine 10 Nisan Cuma akşamı hep beraber şahit olduk. İçişleri Bakanlığı, bir genelge ile 10 Nisan gecesi saat 00:00’da 30 büyükşehrimizde ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edeceğini duyurdu. Duyuruyu gece saat 22.00'de yaptı. Yani yasağın başlangıcından 2 saat önce…. Belediyelerin durumdan haberi olmadı. Sağlık Bakanlığının durumdan haberi olmadı. Bilim Kurulu’nun bir üyesi aynı akşam televizyonda, “Biz sokağa çıkma yasağı ilan edilsin dedik, ama böyle yapın demedik.” dedi, yani onların bile haberleri olmadı. Vatandaşa, “evinde ekmek, su, bebek maması, 2 günlük erzak var mı?” diye soran zaten olmadı.
* Özetle, Sayın Erdoğan’ın o akşam canı “sokağa çıkma yasağı çekti”, ve birden sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bilim yok, akıl yok, plan yok, program yok. Ciddiyet zaten hiç yok… Bakın, o akşam bu ülkenin İçişleri Bakanı çıktı dedi ki: “Bir buçuk, iki saatlik bir süreçte bazı kısıtlı bölgelerde bir yığılma oldu. Çok sınırlı sayıda bir birikme oldu. Doğrudur, ben bunu öngörmedim. Tecrübem var, ama yine de o saatteki bu çok sınırlı birikmenin büyük bir problem oluşturacağını düşünmüyorum.” Aynen böyle dedi. E, hal böyle olunca, böyle beceriksizce, plansız, programsız sokağa çıkma yasağı ilan edilince ne oldu? Vatandaşlarımız panikle sokağa döküldü. Marketlerde, bakkallarda, benzinliklerde sıralar oldu. Haftalardır büyük bir özveriyle evde kalan milletimiz, panikle salgını unuttu yollara düştü. Haftalardır salgına karşı milim milim aldığımız mesafe iki saatte heba oldu…
* Buradan iktidara sesleniyorum;
Televizyonlara çıkardığınız adamlarınız üzerinden dönüp milleti azarlamaya hakkınız yok.
Sen gidip vatandaşa, “her şey kontrol altında paniğe gerek yok.” deyip,
Sen gidip vatandaşa, “stok yapmayın” deyip,
Sonra bir gece ansızın, vatandaşa hazırlık yapacak zaman bırakmadan sokağa çıkma yasağı ilan edersen,
O millet sokağa çıkar.
Bu kadar basit.
Siz, önceden haberdar olduğunuz için hazırlık yapmış olabilirsiniz…
Ama hafta içi çalışan, hafta sonu evinin haftalık ihtiyacını, pazarını yapan vatandaşımıza bu tür eziyetler çektirip, panik yaşatamazsınız.
Size güvenip erzak stoku yapmayan bir babadan böyle bir durumda evde kalmasını bekleyemezsiniz.
Devleti babasının çiftliği, ülkeyi de şahsının tapulu mülkü zanneden bir anlayışla, beceriksizliklerinizi milletimize fatura edemezsiniz.
* Buradan sizlerin huzurunda bir kez daha Sayın Erdoğan’a çağrıda bulunuyorum:
Uyarılarımızı dikkate alıp, zamanında uygulayarak, süreci daha az kayıpla atlatabilmek hala mümkün. Sen bu ülkenin Cumhurbaşkanı’sın, siyasetinin merkezine kendini ve yakın çevreni değil milletini koymak zo-run-da-sın. Siyasal iletişim kampanyalarını artık bırak, bu zor günde vatandaşın yanında ol. Devlet aklıyla, Bilim Kurulu’nun önerileri çerçevesinde hazırlanacak ve devlet ciddiyetiyle uygulanacak bir programla, ülke genelinde 15 günlük zorunlu karantina ilan edin. Buna paralel olarak, ekonomik destek paketini, salgından birincil derecede etkilenip zora düşen vatandaşlarımıza direkt nakit yardımı da içerecek şekilde, milli gelirimizin en az %7’si seviyesine genişletin. Karantina süresi içinde, yoğun bir tarama kampanyası başlatıp, Covid-19 vakalarını daha geniş ölçekte belirleyip haritalandırın. Tanı konulan hastaların yakınlarını da takibe alın.