Alevi evine işarete tepki: Hesabı sorulacak
"Dini, hayattan tecrit eden, belli kalıplara, şekillere, davranışlara hapseden dogmatik bir anlayışa itibar etmeyeceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dinin günlük hayattan tecrit edilmesine izin vermeyeceklerini söyledi. İzmir'de Alevi bir ailenin evinin duvarına çarpı işareti yapılmasına tepki gösteren Erdoğan, "Bunları Çorum'da Maraş'ta yaşadık. Yakalandıkları zaman hesabı sorulacak. Bu tarz girişimlere karşı uyanık olmalıyız" açıklamasını yaptı. Erdoğan'ın konuşmasında, Almanya'ya 'Alisiz Alevilik' için çalışmalar yürüttüğü suçlaması yöneltmesi de dikkat çekti.
Diyanet İşleri Bakanlığı’nın düzenlediği Din Şurası bugün sona erdi. Kapanış programına katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dinin örgütler tarafından istismar edilmemesi için kapı kapı çalışma yürütülmesi gerektiğini söyledi. Konuşmasında Aleviliğe de değinen Erdoğan “Açık ve net söylüyorum, Alman devleti Alisiz Aleviliğe ciddi bedeller ödemek suretiyle, İslam dünyasında ve özellikle ülkemizde bölünmenin tohumlarını ekmek istiyor” dedi.
Erdoğan konuşmasında özetle şunları söyledi:
KARAR ALMAKLA YETİNMEDİK, HAYATA GEÇİRDİK: Müslümanlar devayı din kardeşlerinde değil Batı’da arıyor. Kişisel kavgalarını ümmetten üstün gören anlayışın Müslümanlara verecebileceği hiçbir şey yoktur. Sadece karar almakla yetinmedik Aldığımız kararların hayata geçmesini sağladık. Fiiliyata dökülmeyen kararlar yok hükmündedir. Oluşturulacak bir heyet şurada alınan 37 kararın uygulamaya geçirilip geçirilmediğini denetlemeli.
İSLAMA GÖRE HAREKET EDECEĞİZ: Bizim inancımızda din sadece belirli mekanlara hasredilmiş bir olgu değildir. Yaşantımızın her alanını düzenleyen bir dine inanıyoruz. Dinde ekleme çıkarma olmaz. Bana uymuyor, zamana uymuyor, hoşuma gitmiyor bahanesiyle kimse nasları inkar edemez. İnsan inandığı gibi yaşamazsa bir süre sonra yaşadığı gibi inanmaya başlar. İslam bize göre değil biz İslama göre hareket edeceğiz. Dogmatik bir anlayışa itibar etmeyeceğiz. Dini, hayattan tecrit eden, belli kalıplara, şekillere, davranışlara hapseden dogmatik bir anlayışa itibar etmeyeceğiz. Dinle insanın irtibatını koparmaya yönelik girişimlerin arttığı dönemde yeni bir tavır alınmalı.
EVLİLİĞİN YERİNİ İLİŞKİLERİN ALDIĞI GARİP BİR DÖNEMDEYİZ: Modern çağın hastalığı denilen stres yaygınlaşırken sosyal çözülme giderek hızlanıyor. Gençler arazında ekran bağımlığını denen daha önce duyulmamış yeni bağımlılık türleri ortaya çıkıyor. Dijital sistemdeki akrabalık bağları güçlenmiş durumda. Evlatlarımız çoğu batı menşeili sapkın adımlar karşısında savunmasız kalıyor. Evliliğin yerini gayrimeşru ilişkilerin aldığı garip bir dönemdeyiz. Sahih din anlayığı öğretilmezse sapkınlık güç kazanır.
ALİSİZ ALEVİLİK POHPOHLANIYOR: Her gün beş vakit aynı kıbleye yönelenler arasına nifak tohumları serpiliyor. Belirli çevreler arasında ayrı bir din gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Irk, dil, mezhep farklılıkları öne çıkarılarak Müslümanlar arasındaki fay hatları keskinleştiriliyor. Her gün beş vakit aynı kıbleye yönelenler arasına nifak tohumları serpiliyor. Belirli çevreler arasında ayrı bir din gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Batı’da pişirilen ve son dönemde ülkemize ihraç edilmeye çalışılan Alisiz Alevilik gibi yıkıcı projelerin toplum içinde pohpohlanmasının gerisinde bu var. Açık ve net söylüyorum Alman devleti Alisiz Aleviliğe ciddi bedeller ödemek suretiyle, bunun tohumlarını ekmek istiyor.
ALEVİ EVLERİNİN İŞARETLENMESİ: Son günlerde bazı evlerin kapılarına bazı işaretler konuluyor. Niye? Ülkemizi bölmek, parçalamak için. Açık ve net söylüyorum Türkiye’de bizim devlet ve yönetim olarak böyle bir sorunumuz yoktur. Bu işaretleri koyanların üzerinde tüm güvenlik teşkilatlarımız özellikle çalışmaktadır. Ve bunlar yakalandıklarında hesabı sorulacaktır. İnsanlarımız arasında nifak tohumu serpilmesine izin vermeyiz. Bu tarz girişimlere karşı hepimiz uyanık olmalıyız.
FETÖ OKULLARINA 750 MİLYON DOLAR ÖDENİYOR: ABD yönetimi (Fethullah Gülen) bu adamı vermiyorsa arkasında ne olduğunu milletimiz düşünmeli. FETÖ okullarına ABD’de 750 milyon dolar para ödeniyor hazineden. Bu bize bir şey anlatmıyor mu?