Ankara gar katliamı davası ertelendi
Radikal İslamcı IŞİD’in Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği saldırıyla ilgili ana davadan dosyaları ayrılan firari 16 sanık ile ana davada ‘örgüt yöneticiliğinden’ 18 yıl hapse çarptırılan sanık Erman Ekici hakkındaki ‘kasten öldürme’ ve ‘insanlığa karşı suç’tan açılan dava ertelendi.
Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanık Ekici, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, müştekiler ve taraf avukatları salonda hazır bulundu.
Duruşmada, halen Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması devam eden, IŞİD’in ‘Türkiye vilayeti sorumlusu’ Kasım Güler’in tanık olarak beyanı alındı.
Güler, Adana’da silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılandığını ve 16 ay tutuklu kaldıktan sonra Suriye’ye kaçak yollardan geçtiğini anlattı.
Güler, “‘İslam devleti’ kurulunca ben de orada yaşamak istedim. Ailemi de yanıma aldım. Benim IŞİD içinde bir görevim yoktu. Genel olarak Türkiye’den gelen ailelere yardım ediyordum” dedi.
Güler, davanın firari sanıklarından İlhami Balı’yla cezaevinde tanıştığını, Balı’nın Suriye’ye geçerken kendisine yardım ettiğini ve o dönem sınır hattında görevli olduğunu söyledi.
Güler, Haziran 2015’te, hava saldırısı sonucu ağır yaralandığını ve uzun süre hastanede kaldığını, 10 Ekim’deki saldırıyla ‘bir ilgisinin bulunmadığını’ iddia ederek, şunları söyledi:
“Bir süre sonra ailemle örgütten kaçmaya karar verdik. Onları Suriye’den çıkardım. 2018’de kırmızı bültenle arandığımı duyunca Suriye’yi terk edemedim. İdlib’e gittim. Orada IŞİD yoktu, Heyet Tahrir el-Şam’ın kontrolündeydi. Ayağımın durumu gittikçe kötüleşiyordu. 2019’un son ayında ameliyat oldum, başarısız geçti. 2021 ocak ayında son ameliyatı oldum. Doktor kontrolü için hastaneye gidip geliyordum. Nisan 2021’de hastaneye kontrole giderken bir anda ÖSO’cular ve MİT’çiler ambulansı durdurdu. Gözaltına alındım.”
Güler, davanın sanıklarıyla bir bağlantısı olmadığını ileri sürdü.
Avukatların Güler’e soru sorduğu sırada, izleyici sıralarında oturan müştekilerin tanığa tepki göstermesi üzerine mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından söz alan davanın tek tutuklu sanığı Erman Ekici de tahliye talep etti.
Beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı 27 Aralık’a erteledi.
Ne olmuştu?
10 Ekim 2015’te ‘Barış ve Demokrasi Mitingi’ için toplanılan Ankara Garı’nın önünde, IŞİD’in düzenlediği saldırı sonucu 102 kişi hayatını kaybetmiş, 400’den fazla yurttaş yaralanmıştı.
Saldırıyla ilgili dava Kasım 2016’da görülmeye başladı. Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 20’si tutuklu 36 kişi yargılanıyordu.
Dava başladıktan yaklaşık iki yıl sonra 12 Haziran 2018’de savcı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Buna göre, IŞİD’in düzenlediği belirtilen saldırı nedeniyle sanıklardan Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç’un ‘kasten öldürme’ suçundan 100’er kez; ‘anayasal düzeni ihlal’ suçundan ise birer kez olmak üzere toplamda 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyordu. Aynı sanıklar için ayrıca 20’si çocuk 391 kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan da ayrı ayrı 11 bin 730’ar yıl hapis cezası talep ediliyordu.
Patlayıcı yapımında kullanılan malzemeleri Ankara’ya getirmekle suçlanan Demir, Akaltın, Yakub Şahin ve Tunç hakkında ayrıca örgüt faaliyeti çerçevesinde ‘izinsiz tehlikeli madde bulundurmak, nakletmek’ suçundan 24’er yıla kadar hapis cezası istenmişti. Sanık Erman Ekici hakkında da ‘silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan 22,5 yıl hapis cezası talep edildi.
Firari sanıklar İlhami Balı, Savaş Yıldız, Edremit Türe, Deniz Büyükçelebi, Yakup Selağzı, Kasım Dere, Nusret Yılmaz, Mustafa Delibaşlar, Walentina Slobodjanjuk, Muhammet Zana Alkan, Ömer Deniz Dündar, Cebrail Kaya, Ahmet Güneş, Kenan Kutval, Bayram Yıldız ve Hasan Hüseyin Uğur hakkındaki davaların ayrılması istendi. Firari sanıklardan Balı, IŞİD’in Türkiye sorumlusu olmak ve bu saldırının talimatını vermekle suçlanıyordu.
Saldırıda kullanılan bazı malzemelerin de Gaziantep’ten sevk edildiği belirtiliyordu. İddiaya göre, Mayıs 2016’da Gaziantep’te bir eve düzenlenen operasyon sırasında kendini patlatarak ölen Yunus Durmaz da saldırının ayrıntılarını planlamıştı.
Davada ilk karar 3 Ağustos 2018’de verildi. Heyet, dokuz sanığa ‘anayasal düzeni ihlal’ suçundan birer kez, ‘kasten öldürme’ suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Dokuz sanığa ayrıca öldürmeye teşebbüsten 10 bin 557’şer yıl hapis cezası verildi.
Yargılama aşamasında yaşamını yitirenlerin yakınları gerekli önlemleri almayan kamu görevlilerinden şikayetçi olmuştu, ancak Ankara başsavcılığı bunları işleme koymama kararı verdi.
Emniyetin haberi vardı
İlk karar verildikten sonra savcılığın o güne dek ortaya çıkarılmayan dokuz klasörlük delil dosyasından katliamdan 11 gün önce, canlı bombalara Ankara’ya kadar eskortluk yapan sanık Yakup Şahin’in Gaziantep’in Nizip ilçesinde bir gübre bayisinden amonyum nitrat almaya çalıştığının Gaziantep Emniyet’i tarafından bilindiği anlaşıldı. Buna göre, Emniyet gübre bayisinin ihbarı üzerine Şahin’in kimliğini tespit etmiş ancak hakkında hiçbir işlem yapmamıştı. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, ‘delilleri gizleyerek suç işlediği’ belirtilen üç soruşturma savcısı Ramazan Dinç, Tekin Küçük ve Derda Gökmen hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayette bulundu, ancak Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu, Dinç ve Küçük hakkındaki ‘yakınmanın konusu, yargı yetkisinin kullanılmasından kaynaklanan bir konuya ilişkin ve iddialar soyut içerikli olduğundan dosyanın işlemden kaldırılmasına’ karar verdi.
Firarilerin 12’si bakanlığın arananlar listesinde
Saldırının 16 firari sanığının yargılanması ise Mart 2021’de başladı. Bu kişilerden 12’si İçişleri Bakanlığı’nın ‘terörden arananlar’ listesinde yer alıyordu. Duruşmadan önce Aralık 2020’de davayı beş yıldır yürüten hakim Yargıtay üyesi oldu. Heyetin iki üyesinden yeni bir heyet oluşturulsa da bunun da ömrü uzun olmadı ve 24 Aralık 2020 tarihli HSK kararnamesi ile görev yerleri değiştirildi. Oluşturulan yeni heyet, firari sanıkların yargılandığı davanın 10 Mart 2021’deki oturumunda ailelerin adalet talep etmesi üzerine üzerine duruşmayı sonlandırmıştı.
Firari sanık aranırken Konya’da tedavi görmüş
Davanın firarilerinden IŞİD’in Türkiye sorumlusu olduğu belirtilen İlhami Balı’nın ise kırmızı bültenle arandığı sırada Konya Cihanbeyli Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğü ortaya çıktı. Suruç saldırısıyla ilgili dava dosyasına delil olarak giren resmi yazıya göre, Balı Adana Sarıçam’da 31 Nolu Aile Hekimliği’ne kayıtlıydı ve muayene kaydı bulunuyordu.
Firarilerin yargılamasını sürdüren mahkeme, 19 Temmuz’da görülen son duruşmada sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının devamına, Kemal Kılıçdaroğlu, Ahmet Davutoğlu ve Ümit Özdağ’ın dinlenmesi talebini reddetmişti.