Cezaevi raporu: Salgın hızla yayılıyor
Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerine ilişkin hazırlanan raporda, salgının cezaevlerinde hızla yayıldığı ve önlemlerin yetersiz kaldığı belirtilerek, ayrım yapılmaksızın tüm tutukluların tahliye edilmesi gerektiği vurgulandı.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), Marmara Bölgesi Hapishaneleri Kovid-19 raporunu yayımladı. Raporda, AKP-MHP oyları ile Meclis’ten geçerek yasallaşan İnfaz Yasası üzerinde durulup, koronavirüs salgına karşı cezaevlerinin büyük risk barındırdığı ve bu riskin ortadan kaldırılması için alınan önlemlerin ise çok yetersiz olduğu belirtildi.

Salgın döneminde birçok ülkede cezaevlerinde isyan çıktığını, Türkiye’de ise Batman Cezaevinde isyan çıktığı hatırlatılan raporda, yaşanan isyandan kaynaklı yaralananların olduğu ve tutukluların başka cezaevlerine sevk edilirken darp edildikleri kaydedildi.

SALGIN HIZLA YAYILIYOR

13 Nisan tarihinde Adalet Bakanlığı tarafından 5 açık cezaevinde 17 tutuklunun Kovid-19  testinin pozitif çıktığı yönünde yapılan açıklamaya atıfta bulunulan raporda, “21 Nisan 2020 tarihinde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada Buca Kapalı Hapishanesinde toplam 65 mahpusunu koronavirüs testinin pozitif çıktığı belirtilmiştir. 28 Nisan 2020 tarihinde Konya E Tipi Kapalı Hapishanesinde mahpuslar ve infaz koruma memurları dahil toplam 32 kişinin koronavirüs testinin pozitif çıktığı duyurulmuştur. 08 Mayıs 2020 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada Silivri 7 Nolu L Tipi Hapishanesinde toplam 44 mahpusun koronavirüs testinin pozitif çıktığı, 40 mahpusun ise testleri negatif çıkmışsa da pozitif olan mahpuslarla temas halinde oldukları için karantina koğuşlarında tutuldukları açıklanmıştır. Basında yer alan bilgiler doğrultusunda Mardin E Tipi Kapalı Hapishanesinde görevli 6 infaz koruma memurunun koronavirüs testinin pozitif olduğu iddia edilmektedir. Görüldüğü üzere Covid-19 Salgını hapishanelerde hızla yayılmaktadır” denildi.

CEZAEVLERİNDEKİ SORUNLAR

Nisan ve Mayıs aylarında ÖHD ve TUHAY-DER tarafından yapılan cezaevi ziyaretlerinde tutuklular ile yapılan görüşmelere yer verilen raporda, şu tespitler yer aldı:

* Mahpusların açık ve kapalı aile görüşleri hala yaptırılmamaktadır. Avukat görüşleri kapalı görüş şeklinde yaptırılmaktadır. Mahpusların ortak alan etkinlikleri de iptal edilmiştir.

* Hastane sevklerinin acil durumlar dışında yaptırılmadığı yapılması halinde ise hastane dönüşü 14 günlük karantina uygulanacağı, hapishanede revir doktoru bulunmaması nedeniyle mahpusların revire çıkarılmadığı, ancak kullanmakta oldukları ilaçların verildiği tarafımıza iletilmiştir.

* Kantin stoklarında zaman zaman sıkıntı yaşandığı, mahpusların almak istedikleri ürünlere ulaşamadığı, salgın öncesi dış kantinden yumurta satın alınabilirken, salgınla beraber yumurta satışlarının durdurulduğu, özellikle açık hapishanelerdeki mahpusların tahliyesinden sonra yemeklerin çok kötü olduğu söylendi.

* Salgının ülkede görülmeye başlanmasından bu yana hasta mahpusların kaldığı odanın sadece 1 kere kabaca dezenfekte edildiği, başkaca hiçbir önlem alınmadığı, temizlik ve hijyen malzemelerinin mahpuslar tarafından ücreti karşılığında kantinden temin edildiği belirtildi.

* İçeride görevli infaz koruma memurlar 15 günlük vardiya sistemi ile çalışmaktadır. Dışarıdaki infaz koruma memurları ise eldivensiz ve maskesiz olarak çalışmaktadır. Hapishane girişinde ve avukat bekleme odasında herhangi bir dezenfektan bulunmadığı görülmüştür.

* Sayımların koridorda yapıldığı, infaz koruma memurlarının koğuşlara girmediği, havalandırma kapılarının ara sıra açıldığı ancak genellikle mahpusların havalandırmaya çıkmasına izin verilmediği, hapishanede sıcak suya erişimle ilgili sıkıntı olduğu, mahpusların kantinden almak istedikleri ürünlerin stokta olmadığı gerekçesiyle verilmediği tarafımıza iletilmiştir.”

AYRIMSIZ TAHLİYE

Raporun sonuç kısmında, tutukluların aileleri ile görüştürülmemeleri ve ziyaretlerin ertelenmesinin tutukluları salgın hastalıktan korumadığı gibi bu sürecin tutuklular için tecrit, aileleri içinse ciddi endişeye sebep olduğunun altı çizildi.

Her ne kadar hapishanelerin iç kısımlarında görevli olan infaz koruma memurlarına yönelik karantina uygulaması getirilmiş ve memurların da dış dünya ile ilişkileri sınırlandırılmışsa da alınan tedbirlerin mahpusların yaşam ve sağlık haklarını güvence altına almaya yeterli olmadığı belirtilen raporun devamında şunlar kaydedildi: “Uzun süre dış dünya ile teması kesilmiş olan mahpusların zayıf bağışıklık sistemleri ile mahpusları virüslere daha açık hale getirmektedir. Bu nedenle mahpusların virüs yayılırken hapishanelerde tutulmaları sağlık ve yaşam hakkının ihlali noktasında geri dönülemez zararlar vereceği endişesi her geçen gün artmaktadır. Tutukluların CMK 100. Maddede yer alan ‘katalog suç’ ayrımı yapılmaksızın CMK 109. Maddede yer alan adli kontrol hükümleri ile tahliyeleri sağlanmalıdır. ‘Suçun vasıf ve mahiyeti’ şeklinde matbu tutuk devam gerekçelerine son verilerek, kanunun tutuklamadan beklenen menfaati sağlayacağı amacıyla düzenlenen CMK 109. Maddede yer alan adli kontrol hükümleri sadece görünüşte kalmamalı, yaşam hakkını tehdit eden Covid -19 virüs salgının bulunduğu bu süreçte etkin bir şekilde uygulanmalıdır.”

Diğer Yazılarımız