Reel Haber

Toplantıda başta ekonomi, çalışma hayatı ve toplumsal yaşamın zorunlu koşulları kapsamında ortaya konulan uygulamalar olmak üzere iç ve dış politik gelişmeler değerlendirildi. Türkiye’de sanal bir demokrasi sürecinin yaşandığı, parlamentonun neredeyse tamamen devre dışı bırakıldığı, esasen Meclisteki grubu bulunan partilerin tamamının iktidarda olduğu bu manzaradan geleceğine umutla bakılabilecek bir Türkiye tablosu çıkarmanın zorluğuna dikkat çekildi.

 

Başkanlık Kurulu toplantısında belirlenen ve değerlendirilen sorunların çözüm önerilerinin kamuoyu ile paylaşılması benimsendi. Buna göre;

 

Dünya emekçilerinin 130 yıl önce başlattığı ve ülkemizde Cumhuriyetle yaşıt 1 Mayıs Birlik ve Dayanışma günü kutlu olsun. Bu yıl 1 Mayıs, uluslararası pandeminin gölgesinde meydanların coşkusundan uzak kutlanacak ama emeğin gücüne inanan insanlarımızın yüreğinde biriken coşku enginleri aşacaktır.

Uluslararası pandeminin yarattığı sıkıntılı süreçte, hükümetin ortaya koyduğu çalışmaların olumlu yansımaları yanında yetersizliğine de vurgu yapma zorunluluğu vardır. Zira hayatın normale dönüş sürecinin başlamasıyla birlikte gerek toplumsal alışkanlıklarımızın köklü ve kalıcı değişikliklere uğrayacağı, gerekse bu süreçte devletin mali kaynaklarındaki eksilmelerin sonuçlarının halkın omuzlarına yükleneceği gerçeği tartışmasızdır.

Yıllardır ısrarla dile getirdiğimiz ve neoliberal sistemin etkin çevrelerince “alaycı bir yaklaşımla” küçümsenen tarımsal üretimin önemine dair DSP politikaları, pandemiyle birlikte daha iyi anlaşılır hale gelmiştir. Cumhuriyetkent projelerimizin hayata geçirilmesi yönünde DSP’li belediyelerimizde başlatılan her karış toprağın üretime katılması yönündeki çalışmalarımızın başta hükümet olmak üzere bazı Büyükşehir Belediyelerinde uygulanmaya başlaması memnuniyet vericidir. Dolayısıyla köklü önerimiz; mevcut Büyükşehir Yasası derhal değiştirilmeli ve köyler köylülere geri verilmelidir!

Tarım sektörü, esnaf kesimi, sanayi üretiminin yanında desteklenmesi gereken bir diğer sektörün de Turizm olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Zira ülke ekonomisinin döviz girdilerindeki yoğun hareketlilik burada kendini göstermektedir. Özellikle önümüzdeki yaz aylarında yeterli serbestinin sağlanamayacağı düşünülürse, turistik işletmelerin tam kapasite faaliyeti olanaksız hale gelecek ancak maliyetleri değişmeyecektir. Devlet aradaki kaybı doğrudan destekle karşılamalıdır.

Otoyol, Köprü, Tünel, Şehir Hastanesi gibi müşteri garantili sözleşmeler bir kez daha gözden geçirilmeli ve pandemi sürecinde ödenecek zorunlu karşılıkların TL olarak değiştirilerek faizsiz ötelenmesi sağlanmalıdır. Sürekli öne sürülen şekliyle “sosyal devlet” anayasadaki karşılığındaki gibi gerçek bir “sosyal hukuk devleti” haline getirilmelidir.

Milletin geçim derdinde olduğu bugünlerde, pandemi sürecini siyasi bir şov haline getirmeye çalışan AKP ve CHP öncülüğündeki ittifak yapıları bir taraftan seçim derdine düşmüşler ve ele geçirdikleri olanakları bu amaçlarına yönelik kullandıkları için esasen hep birlikte iktidardadırlar. Hükümette ve Büyükşehirlerde ellerinde bulundurdukları mevziler dolayısıyla parlamentoda artık bir muhalefet yapısı kalmamıştır. Türkiye’nin gerçek ana muhalefet partisi DSP’dir!