HDP'li Sancar: İktidar, amirallerin bildirisini büyük bir kurnazlıkla değerlendiriyor
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Eş genel başkanlarımızdan, belediye eş başkanlarımıza kadar binlerce arkadaşımızın haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklanması darbe değil midir?" diye konuştu

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
 
İktidarın HDP'yi denklem dışı bırakmaya çalıştığını belirten Sancar, "Ama biz seçimde ve seçim dışı bütün demokratik siyaset alanlarda bu ülkenin kilit gücü olduğumuzu göstereceğiz yeniden. Her alanda göstereceğiz, göstermeye devam edeceğiz. Tanımadıkları iradeyi nasıl tanımak zorunda kalacaklarını güçlü demokratik mücadele kendilerine gösterecek" diye konuştu.
 
"Olağanüstü hali kalıcı kılma çabasıdır"
 
Meclis'te muhalefetin oylarıyla reddedilen ancak tekrar oylanması kararı alan "güvenlik soruşturması" yasasını da eleştiren Sancar "bir fişleme yasası" değerlendirmesinde bulundu.
 
Sancar şu ifadelerle devam etti:
 
O yasa, olağanüstü hali kalıcı kılma çabasıdır. Darbeci zihniyetin ürünü bir yasadır. 28 Şubat'ın devamıdır, toplumla mücadele yasasıdır. Yapmaya çalıştıkları şey korku salarak iktidarlarını devam ettirme çabasıdır. Ama halk deyişidir, korkunun ecele faydası yoktur. 
 
Bahçeli'ye tepki
 
Sancar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP'yi hedef göstermeye devam ettiğini belirterek, "Partimizi hedef göstermeyi ve yargıya talimat vermeyi aştı, artık yargıyı açıkça tehdit ediyor. AYM'yi tehdit ediyor, AYM Başkanı'nı hedef gösteriyor. Bu anlayışın adı açıktır, bu faşist bir zihniyettir. Ülkeye giydirmeye çalıştıkları sistem de faşizmdir" diye konuştu.
 
"Kriz kelimesi yetersizdir, ekonomik çöküş yaşıyoruz"
 
Ekonomik gidişata da eleştirini yönelten Sancar, şunları kaydetti:
 
Ekonomik kriz demek bunu biraz basitleştirebilir, ekonomide çöküş yaşanıyor, bunun altında kalanlar emekçi, yoksul halklarımızdır. Bu çöküşün her şart altında nimetini yiyenler de vardır. 'Kriz' herkesi eşit vuruyor gibi bir algı yaratır, kriz kelimesi yetersizdir, ekonomik çöküş yaşıyoruz. Yoksul halka, gençlere, kadınlara çıkarmak istiyorlar faturasını da. Ekonomik kriz dendiğinde tablonun diğer tarafına bakarsanız yandaş sermayenin nasıl büyüdüğünü görürsünüz. Oraya akan milyar dolarları görürsünüz. Merkez Bankası'nın "kaybolan" 128 milyar dolarlık rezervinin nereye aktığını görürsünüz.
 
"En zengin yüzde 10, toplam servetin yüzde 80'inden fazlasına sahiptir"
 
Türkiye'de her 100 kişiden 70'inin borçlu olduğunu belirten Sancar, "Zengin-fakir arasındaki uçurumda Avrupa'daki 33 ülkede Türkiye 2. sıradadır. En zengin yüzde 10, toplam servetin yüzde 80'inden fazlasına sahiptir. Yurttaşa sırtını dönmüş rant iktidarı 173 büyük firmanın, 35 milyar TL'lik borcunu ödedi, kapattılar. Ama vatandaşın borcunu katmerleştirerek artırıyor. Vatandaş borç içinde boğuluyor, yandaş devlet kaynaklarıyla seviniyor. Bunu halkların, emekçilerin ortak mücadelesiyle durdurmak zorundayız" diye konuştu.
 
Açlık sınırının 2 bin 517 lira olduğunu hatırlatan Sancar açıklamalarıı şöyle sürdürdü:
 
Asgari ücret bunun azıcık üzerinde. Asgari ücret neredeyse bir sefalet ücreti haline getirilmiş. Asgari ücretliden vergi alınmasın diyor, reddediyorlar. Bunun yerine fişleme yasasını çıkarıyorlar. Eğer açlıkla mücadele etmiyorsanız, açlarla mücadele etmek zorunda kalıyorsunuz. Yoksulluğu ortadan kaldıramıyorsanız, yoksulları susturmak zorunda kalıyorsunuz. İşte bu iç güvenlik yasası, fişleme yasası ve buna benzer bütün uygulamalar tam da bunun için.
 
"Kürşatlar düzeni, bu sistemin şifresidir"
 
Hastane bulamadığı için Kovid 19 nedeniyle hayatını kaybeden Aslı Özkısırlar'ı hatırlatan Sancar, "Bir yandan Aslı gibi insanlar hastane bulamadıkları için hayatlarını kaybediyorlar, bir yandan yandaşa Londra'ya ambulans helikopter gönderiyorlar. Bu halkın parasıyla yandaşa hizmet dönüyor. Bu halkın ürettiği kaynaklarla halkın hayatını yok saymak ama yandaşı el üstünde tutmak... Kürşatlar düzeni, bu sistemin şifresidir. O nedenle Kürşat meselesini geçiştirmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
 
"Gerçekten mağduriyetten kurtulmak istiyorsa iktidarı bıraksınlar"
 
İktidarın emekli amirallerin yaptığı açıklamaları "büyük bir kurnazlıkla" değerlendirdiğini ifade eden Sancar şunları kaydetti:
 
İktidar her zaman yaptığı gibi siyasi kurnazlık ve fırsatçılıkla bu bildiriden darbe tehdidi üretme ve bunu siyaseten kullanma telaşına girdi. Yine mağduriyet edebiyatına sarıldı. 19 yıldır iktidardalar, 19 yıldır mağdurlar. Gerçekten mağduriyetten kurtulmak istiyorsa iktidarı bıraksınlar. Halkın rızasını kaybedince yapabilecekleri tek şey bu tür siyasi fırsatçılık ve kurnazlıktır. Darbeler bu ülkede büyük yıkımlara ve tahribatlara neden olmuştur. Askeri ya da sivil bütün darbelere karşı her zaman en açık tutumu alan, her türlü darbeci zihniyetle mücadele eden siyasi bir geleceğe sahibiz biz. Bütün sorunların çözüm yolu, demokrasidir, siyasettir. Demokratik siyasettir. Bunun dışındaki her girişme, her yaklaşıma karşı bizim tutumuz nettir. Ama bir bildiriden darbe tehdidi üretmeye çalışan iktidara da tekrar şunları hatırlatalım: Eş Genel Başkanlarımızdan, belediye eş başkanlarımıza kadar binlerce arkadaşımızın haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklanmasının adı nedir? Darbe değil midir, bu bir darbeci icraat değil midir? Halkımızın belediyelerini kayyımlarla gasp etmek halkın iradesine darbe değil midir? Milyonlarca oy alan partimiz hakkında kapatma davası açtırmak, demokratik siyasete bir darbe girişimi değil midir? 
 
 
Independent Türkçe

Diğer Yazılarımız