Kılıçdaroğlu: Kaftancıoğlu İstanbul il başkanımızdır, nokta!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Beni dikkatle dinlemenizi isterim” diyerek gündemi değerlendirdi.
Türkiye’nin bulunduğu duruma dair verileri paylaşan CHP lideri, “Bu ülkeyi haramilere teslim etmeyeceğiz” dedi.
Meclis’teki grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, Yargıtay’ın hakkındaki hapis cezasını kararını onayarak, siyaseten önünü kapadığı CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezayı ve mahkeme kararını tanımadıklarını söyledi: “Kaftancıoğlu İstanbul il başkanımızdır, nokta!”
Gündemin sıcak konularından SADAT ziyaretini de anlatan Kılıçdaroğlu, SADAT’a ilişkin bilgiler verdi ve ziyaretinin ‘vatan mücadelesi’ olduğunu söyledi. Ana muhalefet lideri, para için mehdilik hikayeleri anlatan şirketin ve yapıların karşısında daha güçlü durulması gerektiğini vurguladı.
CHP lideri, MHP’nin yolunu kaybettiğini öne sürerek, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye seslendi: “Bir devlet kuracak, o devletin içinde Türkiye’de devletin adı Asrika devleti. Asrika Devleti başkan tarafından yönetilecek, İstanbul başkenti olacak resmi dili de Arapça olacak. Bahçeli ne diyor ben asıl onu merak ediyorum? Bunlara destek veriyorsun. Baş danışmanlık yaptığı zaman sende onlarlaydın. Bayrağımın, vatanımın mücadelesini veriyorum. Açıkça ifade edeyim yolunu kaybeden bir MHP var.”
‘Erdoğan’ın yanında hizalandılar‘
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da SADAT’a ilişkin sorular yöneltti, “Sen kim olursan ol CHP’yi, bireylerini asla korkutamazsın” dedi.
CHP lideri şunları kaydetti: “Bunlar Erdoğan’ın yanında hizalandılar. Soruyorum sana ne danışmanlığı verdiler? Sen bunları ne için kullandın? Bunlarla mı bizi korkutmaya çalışacaksın?“
Kılıçdaroğlu, sanatçı Aynur Doğan’ın konserinin engellenmesine tepki göstererek, “Türkiye bu noktaya gelmemeli, getirmemeliyiz. Şarkıların, türkülerin tamamı bizim. Kürtçe bir şarkı okudu diye nasıl yasak getirebiliriz? 21 yüzyılda yaşıyoruz artık. Her şarkı, türkü bizim. Ağır ağır ülkeyi 12 Eylül karanlığına sürüklemeye çalışıyorlar. Buradan beraber çıkaracağız ülkeyi” dedi.
Atatürk Havalimanı’nın ‘Millet Bahçesi’ yapılması için çalışmaların başlatılmasına sert çıkan CHP lideri bir de uyarıda bulundu: “’Talimat aldım, mecburdum’ diyeceğiniz bir iş değildir, bunun adı vatana ihanettir. Siz de sorumlu olacaksınız. Bu işte bir damla mürekkebi olan herkes vatan hainidir. O makinelerin müteahhidi sana ise özel ilgi göstereceğiz!”
‘Toplumu ikna etmek zorundayız’
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
* Halkın iktidarı güçlü olarak halka güven vermek zorundadır. Her birimizin tek tek sorumluluğu var. Bu ülkeyi haramilere ve haramilerin taşeronlarına teslim etmeyeceğiz, hedefimiz budur. Ne yaparlarsa yapsınlar inandığımız yolda kararlılıkla yürüyeceğiz.
* Gezi davası tutukluları sanıyorlar ki onlar yalnızlar sanılıyorlar. Onlarla onların aileleriyle onların düşünce ve idealleriyle beraber olacağız. Mücadelemiz demokrasi, insan hakları, yargı bağımsızlığı, kadın erkek eşitliği mücadelesidir. Mücadelemiz hakkı, hukuku bu ülkede inşa etme mücadelesidir.
* Söylemlerimizi verilere dayandırmak zorundayız. Toplumu ikna etmek zorundayız. Doğruları söylemek zorundayız. Şunu hafızanızdan hiç çıkarmayın AK Parti iktidarlarına kadar ülkeye 57 hükümet hizmet etti. 57 hükümetin harcadığı para 713 milyar dolar. Osmanlının borcunu ödediler, barajlar yaptılar, demir ağlarla döşediler, fabrikalar yaptılar, onurlu durdular dik durdular kimseye gidip yalvarmadılar. Ve onların bir felsefesi vardı her fabrika bizim için bir kaledir diyorlardı. Ekonomik olarak güçlenmek zorundasınız onun için ihracat yapması, Türkiye’nin onuruyla saygın devletler arasında yer alması çabaya bağlıydı. 713 milyar doları harcadılar ve Türkiye’yi 1990 yılında dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisinden biri yaptılar. Ak Parti iktidar oldu, harcadığı para 2002 ve günümüze kadar 2 trilyon 631 milyar dolar.
* Şu anda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın merkezi borcunun yüzde 67’si döviz ve altın. Milliyetçi olduğunu söyleyen Bahçeli’de Türk Lirası’nın değeri kalmadı diyor. Her kur arttığında hem borcun hem faizin artıyor.
* 2021’in sonunda borç stoku 2 trilyon 747 milyar TL’ydi. 2022’nin ilk üç ayında döviz arttı, borç 3 trilyon 19 milyar liraya çıktı. Bu borçları bir avuç insan verdi. Bir avuç insandan aldığınız borç ilk 3 ay içinde artıyor. Eğer ekonomi doğru yönetilseydi bu parayla ne yapılırdı? Eğer 272 milyar lira çetelere verilmeseydi 13 milyon 650 bin emekliye net asgari ücret kadar ikramiye verilirdi. Çiftçiye her yıl verilen destek tam 3 kat artırılabilirdi. 6,5 milyon emekçiden sosyal güvenlik primini devlet olarak ben ödeyeceğim deyip net asgari ücreti 5 bin liraya çıkarılabilirdi.
‘Her şarkı, türkü bizim’
* Aynur Doğan hepimizin şarkısını duygulanarak dinlediği bir sanatçı. Dar Hejiroke diye bir şarkısı var. Bu aslında bir incir ağacı şarkısı. Bu şarkıyı hafızalarımıza kazıyan güzel bir film vardı. Gönül Yarası filminde Şener Şen ve Meltem Cumbul bu şarkıyı dinlerken Meltem Cumbul ağlamaya başlıyor. Şener Şen, ‘Sen Kürtçe biliyor musun?’ diyor. ‘Hayır, bilmiyorum’ diyor. ‘O zaman neden ağlıyorsun’ diye soruyor. ‘E bu şarkıya ağlamamak mümkün mü’ diyor. Siz bu şarkıyı yasaklıyorsunuz. Türkiye bu noktaya gelmemeli, getirmemeliyiz. Şarkıların, türkülerin tamamı bizim. Kürtçe bir şarkı okudu diye nasıl yasak getirebiliriz? 21 yüzyılda yaşıyoruz artık. Her şarkı, türkü bizim.
* Geçen hafta Erdoğan’ın bir siyasi intikamına tanık olduk. İstanbul İl Başkanımız Canan hanımı mahkûm ettiler. Mahkûm etmekle kalmadılar bir de siyasi yasak getirdiler. Yasaklarla özellikle siyasi tutuklularla Türkiye asla yol almamıştır. Parti kapatmakla, farklı düşündü diye hapse atmakla bir ülkeye demokrasi gelmez. Canan hanımın hapse atılmasını isteyenler, seçilmiş mahkemeler, hakimler… O hakimler şunu unutmasın bu ülkeye demokrasiyi, özgürlüğü size rağmen getireceğiz. Bu ülkeye kardeşliği saraya rağmen getireceğiz.
* Hak etmeyen bir kişiyi hapse atıyorsanız, çok kişiyi öldüren IŞİD militanlarını da serbest bırakıyorsanız bu ülkede bir şeyler oluyor demektir. Bir adaletsizlik, sorun var demektir. O sorunun üzerine kararlılıkla gitmek zorundayız.
* Bir adaletsizlik kabul edildiğinde her yerde binlercesi türer. Yarın size yapılacak adaletsizliği de fiilen kabul etmiş oluyorsunuz. O nedenle adaletsizlik karşısında susmayacağız. Kime yapılırsa mücadelemizi sürdüreceğiz. Siyasi yasaklar, adaletsiz düzen birimize yapıldığı an hepimize yapılmanın kapıları açılır. Adaletsizlik aynı kovid gibidir süratle yayılır ve bütün alanı enfekte eder. O nedenle karşı durmak gerekiyor.
‘Siyasi yasak kararını asla tanımıyorum’
* İl başkanımızın siyasi yasak kararını asla tanımıyorum. Mahkemeyi de tanımıyoruz, verdiği kararı da tanımıyoruz. Canan Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanımızdır.
İstanbul’da bir kurumun önüne gittik arkadaşlarımızla. Bu kurum çatışmaların hüküm sürdüğü bölgelerde iş yapıyor, o çatışmaların bir parçası gibi görünüyor ve aynı zamanda o bölgelerde müteahhitlik işleri de yapıyor. Kâr amaçlı bu şirket. Kurucusu Erdoğan’ın eski danışmanı emekli bir general.
* Şirket ne iş yapıyor? ‘Suikast, gayri nizami harp, bomba imalatı, istihbarat, gerilla, özel kuvvetler harekâtı, psikolojik harp harekâtı, sabotaj, pusu, tahrip’ anlatılıyor. Bunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin danışmanlığında ne işi var?
* Bu SADAT’ın görevi nedir bilgi almak istiyoruz dedik. İki kişi geldi haber verelim dediler bir daha gelmediler. Bu kadar korkak bir yapı.
* Para için mehdilik hikayeleri anlatan şirketin ve yapıların karşısında daha güçlü, daha kararlı, daha cesur durmalıyız ve duruyoruz. O nedenle gittik. Milletimiz özgürlüklerine dair bir tehditle karşı karşıyadır. Mütedeyyin kesimde artık uyanmalıdır. Karşımızda kendi uydurdukları din zırhına bürünmüş bir yapı vardır. Samimi Müslümanlar bunların karşısında dimdik durmalılar. Samimi Müslümanlar Asrika karşısında da dimdik durmalıdırlar. Mektupçu mafyalara, kendini derin devlet ilan etmiş müptezellere, milletimizin özgürlüklerini tehdit etme gafletinde bulunanlara da sesleniyorum. Haddinizi bilin. Karşınızda Türkiye’nin dindarları, sofuları, inançları ve inançsızları vardır. Hepsinden önemlisi karşınızda dimdik duran ahlaklıları vardır. Karşınızda CHP vardır. Bizler mafyaya karşı, mafyanın artıklarına, sarayın çömezlerine karşı, mafyadan medet uman siyasetçilere karşı mücadele etmek zorundayız.
* Unutmayın aynı zamanda bir psikolojik harbin ortasındayız. Psikolojik harbin içerisindeyiz. Bu kurumlar sarayla iş birliği yaparak, pek çok pozisyonlar yaratabilirler, yalan yanlış söylemler geliştirebilirler. O nedenle SADAT’a gittim. Herkesin dikkatini çekmek için gittim.
* Ben buradan milletimizi, sureti muhalif görünen saray beslemelerini de uyarıyorum. Hiç merak etmeyin sarayın ve algı operasyonlarının üstüne gideceğiz. Yaptığınız her şeyi biliyoruz, farkındayız. Bu ülkenin gerçek vatanseverleri bizleriz, yemin olsun siz millete yenileceksiniz.