Kılıçdaroğlu: Soylu'nun elinde Erdoğan'ı zora sokacak çok bilgi var
Erdoğan'ın "Kim bu her ay Sedat Peker'den 10 bin dolar alan siyasetçi?' diye soramadığını belirten Kılıçdaroğlu "Soylu'nun elinde Erdoğan'ı, yakın çevresini, ailesini zora sokacak çok bilgi var' dedi.
Türkiye'nin yönetilemediğini belirterek erken seçim çağrısını yineleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Geciktiğimiz her gün maliyet artıyor. Topluma maliyeti artıyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, Fox TV canlı yayınında, İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programında soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
MARMARA DENİZİ'NİN ÇOK İYİ KORUNMASI LAZIM: Müsilaj sorunu keşke olay bu noktaya gelmeseydi. Dünyanın sadece bizde olan bir iç denizi, buranın gözümüz gibi korunması lazım. El birliğiyle Marmara'yı bu hale getirdiler, şimdi biz bu işi nasıl temizleriz diye uğraşıyorlar. Şu Ergene Nehri'nin doğduğu kaynağa bakıyorsunuz, denize aktığı yere bakıyorsunuz. Biri bembeyaz biri simsiyah. Belediye başkanlarımız hazır. Üzerine düşen görevleri yapmaya hazırlar. Yeter ki merkezle yerel arasında samimi işbirliği kurulsun.
İKTİDARA GELDİĞİMİZDE KANAL İSTANBUL PROJESİNİ DURDURACAĞIZ: Eğer Kanal İstanbul'a herhangi bir ülke kredi verirse iktidara geldiğimizde biz o projeyi durduracağız, o ülkeyle de aramıza mesafe koyacağız. O şirketlerin asla paralarını ödemeyeceğiz. Çünkü Türkiye'ye hiç kimsenin ihanet etmeye hakkı yoktur. Ne demek Kanal İstanbul? Ama onlar kafaya takmışlar yapacaklar. İstanbul'u rant alanına dönüştürmek istiyorlar. Kanal İstanbul'dan hükümetin ne kazancı olacak? Stratejik olarak ne kazancı olacak onu da bilmiyoruz. Olsa zaten Erdoğan ballandıra ballandıra bunu anlatır.
TÜRKİYE YÖNETİLEMİYOR: Türkiye savruluyor. Kimin ne yaptığı belli değil. Türkiye yönetilmiyor. Akdeniz'de bizim bir gemimize arama yapılacaktı. 4 saat Erdoğan'a kimse ulaşamıyor. 5 saat geçiyor, ya savaş olsaydı ne olacaktı? Çünkü Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılmış. İbrahim Kalın da konuşuyor. Niye Dışişleri Sözcüsü yok. Milli Savunma Bakanı da dış politikada aktif geziyor. Sistemde bir sorun değil çok sorun var. Bütün yetkilerin bir kişiye bağlanması.
REZERV EKSİ 46 MİLYAR DOLAR: Merkez Bankası'nın şu anda net rezervi eksi 47 milyar 600 milyon dolar. Merkez Bankası'nda kendisine ait 1 cent dahi yok. Bu para dışarıdan alınıp getirilip, kasasına konan para. 47 milyar 600 milyon dolar var ama başkasının parası.
ÜÇÜNCÜ ORTAKLARI MAFYA: Mafyanın Cumhur İttifakı'nın üçüncü ortağı olduğu kapalıydı, açıkça ortaya çıktı. Gideceğiz seçime, bu sonbaharda ya da ne zaman olursa. Ancak geciktiğimiz her gün maliyet artıyor. Topluma maliyeti artıyor. Vatandaşın hakemliği son derece önemlidir. İktidar değişecek. Ben bu ülkede yaşayan insanların ferasetine inanıyorum. Siyaset kirlilikten arınacak, temiz bir siyasetle yolumuza devam edeceğiz.
SAVCILIK HAREKETE GEÇSE PİSLİKLER ORTAYA ÇIKACAK: Sedat Peker yer altı dünyasının aktörlerinden birisi. Bunların bir kısmı zaten daha önce ifade edilmişti. Parlamento tutanaklarına geçmişti ama iktidar partisi bunu muhalefetin suçlaması olarak sundu, 'böyle bir şey yoktur' dedi. Ancak şimdi işin içinde olan bir kişi açıkladı. O kadar rahattı ki 'Erdoğan'ın dağıttığı kahveleri ben verdim' dedi. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, parasını partinin ödemediği bir kahveyi alır dağıtırsa ne olur? Savcı yukarıdan talimat gelmediği için harekete geçmiyor. Savcı harekete geçse pislikler ortaya çıkacak. Savcı talimat olmaksızın doğrudan doğruya soruşturma açması lazım.
ÖNERGEYİ REDDETMEK, 'ARAŞTIRMAYIN, SORUŞTURMAYIN' DEMEKTİR: Bu konuda verilen önergeler iktidar ve ortağı tarafından reddedildi. Araştırmayın, soruşturmayın demektir bu. Olayın içinde olan kişi anlatıyor. Yer veriyor, isim, zaman veriyor. Her şeyi veriyor. Bunlar oldu diyor. Bakıyorsunuz, zaten bunlar doğru. 'Eğer suçluysak içinizde en az suçlu olan benim' diyor.
128 MİLYAR DOLARI BUHARLAŞTIRDI BUNLAR: Cumhur İttifakı'na bakar mısınız? Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan 128 milyar doları buharlaştırdı bunlar. Devlet dediğimiz kurumun saydam olması lazım. Vatandaştan vergi alıyorsunuz. Vergiyi nereye harcadığınızı açıklayacaksınız. O da yok.
BİR SİYASETÇİYE YERALTI DÜNYASI NEDEN HER AY 10 BİN DOLAR VERİR? İçişleri Bakanı kalktı bir açıklama yaptı. 'Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar para veriliyor' dedi. Yani rüşvet. Bir siyasetçiye, yer altı dünyasının bir aktörü (Sedat Peker) neden her ay para versin? Bu siyasetçiyi biliyoruz, gazeteler yazıyor. Erdoğan'ın sesi çıkıyor mu? Bu siyasetçinin AKP MKYK'nın üyesi olduğunu da herkes biliyor.
SAKLAMAK SUÇ: Peker, şunu söyler bunu söyler. Bu iddiayı (10 bin dolar) yapan İçişleri Bakanı. Emniyet İstihbarat, Jandarma İstihbarat ona bağlı. Devletin televizyonunda bunu söylüyor. Bunu saklamak suç ama saklıyor.
ERDOĞAN SOYLU'YU ÇAĞIRAMAZ: Ortada bir şey yokken 17/25'e gönderme yaptı Sayın Soylu. Bakanların çocuklarının aldıkları rüşvetin para sayma makinalarını gündeme getirdi. Yani Erdoğan'a diyor ki 'Ben 10 bin dolar rüşvet alanı biliyorum. Bana bir şey olursa azdan az, çoktan çok gider' diyor. Yani asıl senden gider diyor. Savcı harekete geçmedi. Erdoğan, Soylu'yu çağırıp da 'Sen çok ciddi bir iddiada bulunuyorsun, bu kişi kim? Bana söyle' demedi. Erdoğan Soylu'yu çağırmadı. Çağıramaz ve konuşamaz. Rüşvet alan bir kişiyi büyükelçi yapan bir kişi. Onu da başka bir yere atayacak.
SOYLU'NUN ELİNDE ERDOĞAN'I ZORA SOKACAK ÇOK BİLGİ VAR: Erdoğan'ın gönderdiği talimat 'Asla bu konularda konuşmayacaksınız.' Soylu'nun elinde Erdoğan'ı, yakın çevresini, ailesini zora sokacak çok bilgi var. Görevli savcılar soruşturma açmamakla suç işliyorlar. Peki ona bakan kim? Hiç kimse.
SUSURLUK'TAN FARKLI: BUZDAĞININ GÖRÜNMEYEN KISMI TAM BİR FELAKET: Susurluk ayrı bir olaydı. Bu buzdağının görünen tarafı, alt tarafında tam bir felaket olduğuna inanıyorum. Susurluk'ta araştırma komisyonu kuruldu, ayrıntılar alındı. Burada hiçbir şey yok, tam bir sessizlik var. Orada tepedeki kişiler mafyaya bulaşmamışlardı, şimdi tepedekiler mafyayla beraber çalışıyorlar.
ADAYLIK KONUSUNDA KARARIM YOK ('Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız?' sorusu üzerine): İki kanat var, Cumhur İttifakı'nda hiçbir tartışma yok. Herkes bir kişinin otoritesine bağlı. O Erdoğan. Orada demokrasi yok. Otoriter bir anlayış var ve o anlayış Türkiye'yi yönetiyor.
Millet İttifakı'nda ise demokratik bir anlayış var. Dolayısıyla demokratik bir süreç içinde hareket ediyoruz. Biz cumhurbaşkanı adayımızın Millet İttifakı olarak bir araya gelip oturup konuşacağız. Meral Hanım'ın yaptığı bazı açıklamalar var. Bir adayla tek seferde girilmeli, HDP kendi adayını belirlemeli diye. Nasıl bir strateji belirlemeliyiz diye oturup konuşacağız. Resmi olarak ittifak 4 partiden var. Gelecek ve DEVA Partisi de güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyorlar. Meral Hanım'ın görüşü değerli bir görüş. Diğer paydaşlarımızla bir araya gelip oturup konuşmalıyız. Cumhurbaşkanı adayımızla birlikte ittifakı oluşturan bütün partilerin devlet yönetiminde görev alması lazım. Aday olup olmama konusunda bir kararım yok. Dışarıdan bir isim olarak da kafamızda bir isim yok